3 Haziran 2009 Çarşamba

Çantalı Kedinin ilk tohumları.....

Dikiş bilmem, zaten ortaokulda en korktuğum ders Ev Ekonomisiydi. Şimdinin meşhur modacılarından Hanife Çetiner hocamdı ama nafile, ben tüm ödevlerimi yanlış keser biçer, üzerlerinde parmağıma batan iğnelerden hatıra kan damlaları bırakırdım.

Sınıf ve "can" arkadaşımın annesi matematik öğretmeniydi, dolayısıyla ders öğretmenimizin öğretmenler odasında olmadığı çok zaman benim bir türlü bitiremediğim dikiş nakışı matematik öğretmenimin elinde görmek sıradan bir şeydi.

Tüm bu cümlelerden annemin dikiş nakışta tası tarağı olmadığını çıkarmış olmalısınız. Hayır diyecek değilim. Bir kaç haftalık bir dikiş kursu macerasından başka annemin dikişle olan tek ilişkisi babamın pantalonluk olarak kullandığı ve onun dışında hiç bir işleve sahip olamamış bir dikiş makinesi almaktan ibaretti...

Ataların dediği gibi, "görgülü kuşlar gördüğünü işler." Benim durumumda ise işleyemez; yani ben dikiş yapamayan nakış işleyemen bir kuş yavrusu olarak büyüdüm.

Sonra işim oldu. Basın mensubuyum o günlerde, yani sabah 9 akşam 9, haftada bir gün tatil, kendime zaman ayıramamaktan bezmiş bir insan...Bir gün bir sergi haberi yapmaya gittim. Baktım kadınlar hem dikiyorlar hem sergiliyorlar, yüzlerinde temiz – semiz ve mutlu bir ifade. Ben de kadın gibi kadın olmak istiyorum, ben de patchwork yapmak istiyorum dediğimi hatırlıyorum.

Ancak kadın gibi kadın olmak için 30’umdan önce hiç vaktim olmadı. 30’umdan sonra ise internet sayesinde el yordamı ilerleyerek kırık dökük bir şeyler yaptım işte...
Son zamanlarda anneler günü hediyem yeni dikiş makinem sayesinde tekrar filmin koptuğum yerine dönme fırsatım oldu. Takıntım ise çantalar. Eşim neden kıyafet dikmeye çalışmadığımı soruyor ben de ona “dur daha, daha çantalarda uzmanlaşmadım,” diyorum. Karşılığında aldığım soru ise oldukça safiyane bir ses tonu ile sarf ediliyor:
“Çantalarda uzman olacan da ne olacak ki?”

NE mi olacak?

Bilmiyorum... Aslında biliyorum...
Tasarım zevkinin ucundan kıyısından yakalamak istiyorum ben. VE bir de “ben ürettim,” demenin. Ha bir de en önemlisi şu deli deli koşturmadan ibaret hayatımda kendime ait bir zaman, kendime ait bir ada bulabilmenin.

Fakat şimdilik çok amatörüm. İnternet bana yardım edecek ben de hedeflerime ulaşacağım. İşte bu yüzden günlerdir, her boş zamanımda internet kazan ben kepçe arayış içindeyim. Bulduklarımı sadece kendime saklamanın haksızlık olduğu düşüncesi ile ise bu blogu kuruyorum. Faydalanmak isteyene yaraması dilekleriyle....

Not: Hayır hayırbunu ben dikmedim. Bu çanta flickr'da bloom and blossom kullanıcı adını kullanan kişiye ait.

1 yorum: